ZEYBEKLER |
|
Çocukluğumuzdan beri zeybek sofralarında efe hikayeleri ile büyüdük.Hal böyle olunca da,daha çocukluk çağlarında efelik ruhumuza işledi. Okuduğumuz bir kaç kitap iyice gönlümüzü zeybekliğe doğru çekti.Zaman içerisinde,büyüdükçe,kendimiz araştırıp bir takım bilgilere ulaştığımızda,okunması gereken ve okunmaması gereken kitapları da ayırt eder hale geldik.
Roman yazmak başka bir şeydir,sevdiği,hayran olduğu bir efenin yaşantısını kaleme almak başka bir şey.Ve akademik bir araştırma yaparak zeybekliği anlatmak çok başka bir şeydir.Bu nokta da çok kıymetli yazar dostlarımı hocalarımı sevip saymakla birlikte.“Zeybekler ve Zeybeklik Tarihi” kitabı yazarı Ali Haydar Avcı Hocama hayır duaları ettiğimi her ortamda belirtmekteyim. Çünkü çocukluğumuzda bize anlatılan bir çok bilgiyi o kitapta bulmanın mutluluğunu yaşamışımdır.Ve bilmediklerimi öğrenmenin mutluluğunu da… Ayrıca bazı hocalarımın bana anlattığı zeybekliğin tariflerini,kelimesi kelimesine aynen o kitapta görünce anlamışımdır,eğriyi,doğruyu ve onların da beslendiği pınarın bu kitap olduğunu..Böyle yazıyorum fakat,kitap reklamı yapmak için değil,zeybeklik hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmak isteyen gençlere yardımcı olabilmek için kitap adı söylüyorum.Çok kıymetli eserler vardır fakat bahsettiğim kitap içeriği itibari ile ayrı bir öneme sahiptir. Zamanla büyüdükçe,aile,sosyal çevre,yaşadığımız şehrin tarihi geçmişi derken,bizde kendimizi zeybeklik camiası içerisinde bulduk.Ve kendimizce araştırmalar yapmaya,bu kültüre hizmet etmeye başladık.Bunca zamandır edindiğim naçizane tecrübeler ışığında sohbet niteliğinde,zeybeklik hakkında bende bir kaç satır yazmak istedim…
Osmanlı Ordusunda, Deliler,Gönüllüler,Besliler,Topraklı Süvari,Tımarlı Sipahiler ve Akıncıların bağlı olduğu,Serhat Kulu yapılanması içerisinde bulunan,Deliler..
Benim bu konuda hissiyatım,önsezim ve yabancı kaynaklarda ki bazı araştırmalarım neticesinde kanaatim şöyledir; Deliler,günümüzdeki özel kuvvetler yapılanmasıdır.Yani en zor ve en tehlikeli görevleri üstlenirler.Düşmana ilk saldırıyı onlar yaparlar.Her birisi kelimenin tam anlamı ile delidirler,ölümden korkmazlar.Tek amaçları vardır,o da,cenk meydanında şehadet şerbeti içene kadar,mümkün olduğunca çok düşman imha etmek. Katıldıkları savaşlar da büyük yararlılıklar gösterdikleri ve cesaretleri ile de kendilerine büyük saygı duyulmasına sebep oldukları için,zamanla kıyafetlerinde değişiklikler yapılmıştır.Yiğitliklerine uygun,gösterişli ve ihtişamlı kostümler diktirilmiştir.Onlar Paşanın en güvendiği sağ kollarıdır.Paşa kapısında savaşırlar.Genel itibari ile Yörük-Türkmen kökenli fedai gençlerdir.Daha sonraları aralarına çeşitli kökenlerden askerler alınmıştır.
Savaş zamanları dışında ise,kervanların güvenlikleri ve asayişin sağlanması ile görevlendirilmişlerdir.Namdar oldukları için,bulundukları yerlerde asayişin sağlanmasında görevlendirilmeleri normaldir.Bir manada ihtiyaç duyulan her alanda özel güvenlik görevlisi gibi hizmet vermişlerdir. Deliler,yabancı gezginlerin tasvirlerinde ve çizimlerinde,Başıbozuklar olarak ifade edilmişler ve deliler yapılanması,kafadan hasarlı,özgür başlı,lidersiz,delice saldıranlar gibi ve benzeri tanımlamalar ile,yabancı uluslara Bashi Bozuks olarak tanıtılmıştır.
Başı Bozukların kıyafetleri küçük değişmeler dışında günümüzdeki zeybek kostümü ile bire bir aynıdır.Üstlendikleri görevler de zeybekler ile uyuşmaktadır ve zeybeklerin genel karakteristik yapısına da uygundur. Şimdi,kaynaklardaki bazı zeybeklik hakkındaki anlatımlara bir bakalım; - Merkezi Aydın olmak üzere,Çanakkale’den Aydın’a kadar uzanan Batı Anadolu’da özellikle dağlık yerlerde yaşayan,iyi savaşçı olarak tanınan Türklere verilen ad.(Mehmet Avni Özbek,Zeybek,İslam ansiklopedisi,cilt 13) -Zeybek:Hafif silahlı ve güvenliği korumakla görevli bir sınıf asker.Aydın Hüdavendigar ahalisi ki Efe demekle maruf olup ,garip kıyafetleri vardır.(Şemsettin Sami,Kamus-ı Türki) - Avşar,Bayındır,Eymür,Bozdoğan,Gedikli,Kaçar,Tekeli gibi Türkmen oymaklarının efelerine verilen ad.Kanat çırpan,kayadan kayaya seken kartallar gibi mertliğin,yiğitliğin timsali.(Mehmet Önder,Anadolu Kentleri) - Özel giyimleri olan,yiğit,özü,sözü doğru,kişiliğine inanılan,sözüne güvenilen kişi.(Tahir Kutsi Makal,Halkbilim ve Edebiyatı) -”Ferman padişahın dağlar bizimdir”diyen efeler,gerçekte Osmanlı yönetimleriyle barışık olmamış ve ”fermanlı”ilan edilmiş.birinci dünya savaşından sonraki Yunan işgali ve Milli mücadele yıllarında giriştikleri bağımsızlık yanlısı eylemleriyle Türk halkının sevgisini kazanmış,daha sonra kurulan Cumhuriyetin huzurlu ve barış ortamında yiğitlik sembolü olmuş kişiler.(Ersal Yavi,Efeler) - Uç beyleri tarafından asayişi korumak için meydana getirilen bir halk mukavemet ve Akıncı birliği mensupları.(İzmir İl yıllığı 1967) -Zeybek bahadırları dağlarda,taşlarda keklik gibi seğirdirlerdi.Tüfekleri hep nev-icad şeşhane idi.zeybekler mehalik ve muhatarattan(tehlikeden,zarar ve ziyandan)sakınmaz,yorulmaz ve usnamaz şuhu u şen sanki askerlik için yaratılmış bir kavim.Doğrusu insanın güzel bir soyu.(Cevdet Paşa,Tezakir 21-39) - Zeybek,eskiden asayişin muhafazasına memur silahlı bir sınıf askere tabir olunurdu.Selçuklular zamanında Aydın ve Teke taraflarında böyle bir asker sınıfı teşkil edilmiştir ki,bunlara efe de denir.Bunların kendilerine mahsus kıyafetleri vardır.(Celal Esad Arseven,Sanat ansiklopedisi,Cilt 5) - İzmir’den Ankara’ya kadar tarihte efsaneleşmiş kahramanlıklar yaratan halkımızın mert,cesur,yiğit tipi.(Sabahattin Türkoğlu,Atatürk ve folklor) - Selçuklu Devleti zamanında Teke ve Aydın yöresinden Mısır’a celbolunan zaptiye askeri,hafif tüfekçi asker.(Ahmet Vefik Paşa,Lehçe-i Osmani) - Ücretli,dağlı asker kafileleri.(G.Major Keppel) -”Yüce dağları yaratan sen isen,cüce dağları yaratan da biziz”diyen,yüksek dağların yaylalarında yaşayan,sakin tavırlı,zalimlere karşı yaman,acizleri koruyan,cesur,mert,insanlar.Oğuzların Gaziyan kolu.En eski Türk teşkilatının,yani Serdengeçtilerin son kolu.(Enver Behnan Şapolyo,Efe,Zeybek,Kızan.Yaşayış ve adetleri) - Anadolu’ya ilk gelen Türklerin bir ocağı.Mehmet Korkmaz Efe,1937 yılında dedesinden naklen.Çine ilçesi-Aydın) -Zeybek:Eskiden Batı Anadolu’da bir efenin buyruğundaki köy yiğitlerine verilen ad.(Zeybeklerin)kendilerine özgü giysileri,davranış ve gelenekleri vardı.(Temel Britanca,Cilt 20) -Haksızlığa karşı ayaklanan,cesur,zeki,gözüpek,çevik,sağlıklı,güvenilir,halkını terketmeyen,halkını zorbalara karşı koruyan kişiler.(Mestan Yapıcı,Zeybek Yatağı)
1-Zeybekler Selçuklular devrinde görülmeye başlamıştır. 2-Bunların ortaya çıkmasına uç beyleri amil olmuştur. 3-Zeybekler askerlerden ayrı bir kıyafet sahibidirler. 4-Zeybeklik bir teşkilattan ziyade bir halk mukavemet(karşı koyma,direnme) ve akıncı birliğidir.(Kemal Özkaynak,Efelerden Haber) - Efe kelimesi öz Türkçe’dir.Ege bölgesinin çoğu yöresinde,Milas,Muğla,Aydın,Manisa’nın içinde ve köylerinde büyük erkek kardeşe ağabey değil,efe denir.Zeybeklikte efe ise,kendilerini sevk ve idare edecek yine zeybek olan zeki,en iyi nişancı,otoriter,cesur ve isabetli kararları olan baş olarak seçilmiş kişilere denirdi.Zeybek grupları arasında efe,komutan görevi yapardı. -12.yüzyıl sonlarında Ege’de uç beyliklerince toplumun can ve mal güvenliğini korumak amacıyla oluşturulan akıncı birliği erlerine ”zeybek” denildiği sanılmaktadır.Bu birliklerde efeler,bütün yiğitlerin başı,zeybekler de efenin emrindeki kızanları yöneten,efenin emrindeki kolbeyi olan yiğitlerdir.bu örgütsel sıralanma zeybek oyunlarına da yansımış,günümüze değin yapılanmayla ulaşmıştır.(Yurt ansiklopedisi,Cilt 6) -Zeybekler zulme ve haksızlığa kıyam ederek meydana çıkmış,yüksek ahlaklı,son derece cesur,misafirperver,karakterli,vakur(Ağırbaşlı),izzetinefis sahibi,her türlü meşakkate (zorluğa) mütehammil (dayanıklı),cidden erkek ve kahramanlar.Mithat Sertoğlu,Tarihte İzmir.
-Bilecik ve Balıkesir’den Antalya’ya kadar uzanan Batı ve Güneybatı Anadolu’da bir alplar,yiğitler takımına girenlere zeybek denirdi.Bunlara Bolu ve Ankara çevresinde Seymen,Erzurum’da Dadaş denilmektedir.Zeybeklik,tahsildar ve zaptiye gibi kolluk güçlerinin baskı ve zulümlerine yörüklerin yiğitçe karşı koymasıdır. Zeybekler,mert,cesur,dürüst,hak ve haklıyı koruyan,zalime aman vermeyen insanlardır.
(Mehmet Eröz,Zeybeklik ve Zeybekler) Kaynak:Ali Haydar Avcı-Zeybeklik ve Zeybekler
Şimdi,tüm bu kaynakları incelediğimde bende oluşan kanaat ve savunduğum fikriyat şöyledir; Zeybekler, Oğuzların Gaziyan koludur.En eski Türk teşkilatının,yani Serdengeçtilerin son koludur. Her birisi savaşçı Türk evlatlarıdır.Bunlara ilk dönemlerde deliler denmiştir ve daha sonra kıyafetlerinde ve görevlerinde değişikliklere gidilmiştir.Bunlara deliler denmesinin sebebi;toplum içerisinde bir meslek sahibi olamayan,geçimini sağlayamayan,asi ruhlu oldukları için de bir işte tutunamayan,kavgadan gürültüden kaçmayan,ölümden korkmayan savaşmak için yaratılmış delikanlılar olmalarıdır.Yabancı gezginler,Delileri,kendi dillerine çevirirken,Başı Bozuk,Başı Bozuklar,Hasarlı Kafalılar,özgür başlılar gibi tanımlamalar ile aktarmışlardır. Üstlendikleri görevlerden dolayıdır ki,koruyan,kollayan manasına gelen, say bek, kelimesi zamanla zeybek olarak telafuz edilmeye başlamıştır. Aydın İlinin Nazilli ilçesinin isminin,Nazlı Kız isimli bir Bey kızından geldiği rivayet edilir.Zamanla Nazlı Kızın ili denilen şehir Nazilli olarak söylenmeye başlamıştır.Kanaatimce Say bek kelimesi de bu manada zamanla halk söylencelerinde Zeybek halini almıştır.
Başı Bozuklar,Osmanlı Rus Harbinde ve Kırım Harbinde düzenli birlikler olarak savaşmışlardır.Pelevne Savunmasında Şipka geçidinde Gazi Osman Paşa ile birlikte kahramanca çarpışmışlardır.Başı Bozuk Zeybek Alayları olarak adlandırılan birliklerde,Çakıcı Mehmet Efe’nin babası Çakırcalı Ahmet Efenin de savaştığı bilinmektedir..Kimi cephelerde yararlılıklar göstermişler,kimi cephelerde de içlerinden bazılarının zafiyet göstermesi sebebi ile düzensiz hareketler içerisine girerek,kontrol edilemez hale gelmişlerdir.Kendilerine verilen sözlerde de yöneticilerin durmamaları sebebi ile zaman zaman isyan hareketleri içerisinde olmuşlardır.Dolayısı ile,II.Mahmut zamanında bu yapılanma daha büyük tehlikelere yol açmamaları için lav edilmiştir.Birden işsiz kalan binlerce profesyonel savaşçı,kimilerine göre deliler,kimilerine göre Başı Bozuklar,kimilerine göre,Zeybekler,kazan kaldırarak,dağa çıkmışlardır. O zamandan sonrada,yöneticiler ile başı derde giren,haksızlığa,zulme uğrayan,kendini zeybeklerin arasına atmış,dağa çıkmıştır.Zamanla bu gelenek haline gelerek,yasaların olmadığı,adaletin yanlış dağıtıldığı yerlerde,zeybekler adil davranmışlar ve mazlumdan haklıdan yana aldıkları tavır ile efsaneleşmişlerdir.Türk aile geleneği üzerine de,içlerinde Kahramanlık gösteren ve liderlik vasıflarına sahip olduğu için kendilerine baş seçtikleri kişiye de,ağabey manasına gelen, Efe demişlerdir.
Aslında onlar,Oğuz geleneği olarak, Selçuklular devrinde uç beyleri tarafından,asayişin korunması için kurulmuş yardımcı askeri özel bir birliktir.Kendilerine has kıyafetleri vardır.Ve deliliklerinden olsa gerek,geleneklerine çok bağlıdırlar.Zeybek oyunları bunun en canlı örneğidir.Onlar,Akıncıdırlar,ordunun yardımcı askerleridirler. Başı Bozuk ya da Zeybek Ocağı kapatıldıktan sonra,bir manada da aslında baba ile anlaşamayarak baş kaldıran asi evlat durumuna düştükten sonra dağları mesken tutmuşlardır.
Halk ise zeybekleri sevmiş,kollamıştır.Devrin yöneticileri özellikle de devşirme bazı askerleri zeybeklerin halk içerisinde büyük bir saygı görmesinden,desteklenmesinden rahatsızlık duymuş ve zeybekliği tamamen yok etmek için toplu kıyımlara gitmişlerdir.Ali Haydar Avcı Hocanın Zeybeklik ve Zeybekler Tarihi kitabında bu konu üzerinde çok kapsamlı bilgiler mevcuttur. Zeybekliğin giderek halk içerisinde efsaneleşmesi ve kitlesel olarak büyük güce erişmesinden endişe eden zalim yöneticiler,öncelikle,zeybek kıyafetinin İslamiyete aykırı olduğunu yayarak,zeybeklere olan ilgi ve desteğin çekilmesine çalışmışlardır.Resmi olarak da zeybek kıyafetlerini yasaklamışlar ve zeybek kıyafeti giyenleri ibret için ağır şekilde cezalandırmışlardır.Bu uygulamalara karşı da çeşitli ayaklanmalar olmuş,çok canlar yanmıştır. Sonraki dönemlerde Sinanoğlu Efe ayaklanması ve Atçalı Kel Mehmet Efe İhtilali ile Zeybeklik,bozuk düzenin,zalim yöneticilerine karşı büyük bir toplum hareketi haline gelmiştir. Böylelikle,Devlet Babanın asi ruhlu olduğu için evden kovduğu ama başı derde girdiğinde de,ilk yardıma çağırdığı,evlatları olan, Başı Bozuklar-Zeybekler,isyancı olsalar da tek tük bir kaç istisna dışında halkın daima koruyucusu olmuşlardır.
Elbette ki büyük çeteler halinde dağlarda gezen bu zeybekler,aç,susuz kalınca var yemezlere saldırmışlardır ki,bu da toplumu sömürüp,zehirleyen bir takım menfaatçilerin bu dünyadaki cezalarıdır. Hızırı kendilerine koruyucu,Hz.Ali’yi kendilerine pir kabul etmeleri,Selçuklu ve Osmanlı Ocağında piştiklerinin ve o geleneğin temsilcileri olduğunun da ayrıca bir delilidir.Ve ilahi olarak kendilerine Hızırı yoldaş,yiğitlerin piri Aliyi kardaş bilenlerin,masum ve mazlumlara zarar vermeleri,söz konusu dahi olamaz.
Zamanla Zeybeklik yasaklandı çünkü zeybekler adaletsizliklere kazan kaldırdı.Başı Bozuk Zeybekler,gördükleri haksızlık karşısında babaya diklenen,neticesinde de babanın evden kovduğu,dik başlı,baş eğmez evin has evlatları idi. Kanaatimce,zeybekler başı bozukların devamıdır ve Türk askeri teşkilatında bir yiğitlik ocağıdır. Bu ocak dağıtılınca da, nerede ekmek kapısı bulmuşlar ise, oraya yönelmişlerdir.Kimi kervan kollamış,kimi yol kenarlarında kahve işletmiş,kimi denizlere açılmıştır.Büyük çoğunluğu ise,dağları mesken tutmuş,halka zarar veren çeteler ile mücadeleye girişmişlerdir. Çünkü,profesyonel askerlik yapmış bir savaşçının tarlada bahçede çalışıp ekmek kazanması pek olası değildir.Bu çok zordur,binde biri belki yapabilir bunu.Dolayısı ile,çaresiz kalarak çeşitli alanlarda rızık kazanma yoluna gitmiş olmaları daha akilanedir.O yüzden Zeybeklerin çeşitli kaynaklarda,dağ askeri ya da denizci olarak tanımlanmalarının sebebi zannımca,buradan kaynaklanmaktadır.
Yabancı bazı gezginlerin,zeybekleri tarif ederken,pek Osmanlıya benzemeyen ayrı bir kavim gibiler demelerinin sebebi de şu olsa gerek; Kanatimce; Başı Bozuklar-Zeybekler,Müslümanlığı Şamanca yaşamaktadırlar.Dolayısı ile,asi ruhludurlar ve Tanrıya inanmalarına karşın,ibadetleri,günlük yaşantıları tam manası ile müslüman gibi değildir.Zaten onlar,aykırı tipler,asi delikanlılar,oldukları için Başı Bozukturlar,Osmanlı Ordusunda Serhat Kulu yapılanmasının Deliler koluna bağlıdırlar.Hal böyle olunca da,yabancı gezginler,şehirlerde gördükleri normal müslüman Osmanlı halkı ile Başı Bozukları-Zeybekleri kıyasladıklarında,kafaları karışmıştır. Elbette bu tanımlamalarım akademik olmamakla birlikte bir önsezidir,hissiyattır ve okuyup,araştırdıklarımdan sonra bende oluşan fikriyattır.Bu güne kadar Başı Bozukların Zeybeklerin atasıdır diye bir tanım,anlatım duymadım fakat bu tanımı ben kullanıyorum.Başı Bozuklar,Zeybeklerin Atasıdırlar.Kıyafetleri,üstlendikleri görevleri ve karakteristik yapıları bire bir aynıdır.
Zeybekler,geçmişten günümüze kadar gelen tarihsel süreçte,çok çileler çekmelerine ve defalarca yok edilme girişimleri ile karşı karşıya kalmalarına rağmen,halkın gönlünde taht kurdukları için,yok edilememişlerdir. Atçalı Kel Mehmet Efenin ,Aydın İhtilalinden sonra zeybek kıyafetlerinin yasaklanması,dönemin diğer namlı zeybeklerinin öldürülmeleri ve kalanların sürgün edilmeleri dahi,zeybekliği bitirememiştir.Böylesine zorlu dönemler geçirmiş bir geleneğin hatıralarını yaşatmakta elbette zordur.Çünkü,özellikle Milli Mücadele döneminde zeybeklerin Vatan savunmasında ön saflarda yer almaları ve neticesinde bir çok yerli iş birlikçiyi bertaraf etmeleri sebebiyle,o dönemde zeybeklerin etkisiz hale getirdikleri insanların soylarından gelen yöneticilerin,zeybeklerin hatıralarını yaşatacak projelere destek vermelerini beklemek hayal olur..
Bizim zeybeklik töresi ile ilgilendiğimiz ana nokta,Milli Mücadele dönemidir.Yurt savunması için fedakarlık yapmış,çileler çekmiş,kahramanlıklar göstermiş,anadan,babadan,yardan,serden geçmiş,memleketi savunmuş yiğitlerin hatıralarını yaşatmayı vazife olarak görüyoruz. Bu geleneğin,elbette ki tarih içerisindeki yolculuğunu her aşamasını araştırmak,öğrenmek,bilmek ve gelecek kuşaklara aktarmak gerekmektedir. Zeybeklik geleneğinin tarihsel süreci hakkında çok değerli akademisyen,araştırmacı ve yazarların çeşitli eserleri de mevcuttur. Bu konuda emek vermiş ve kültürümüze eser kazandırmış insanlara da hak ettikleri değeri vermek ve onları onurlandırmak ta vazifemizdir. Elimizden geldiğince,gücümüz yettiğince ve imkanlarımız izin verdiğince bu vazifeyi icra etmeye devam edeceğiz.
Bizim zeybeklik töresi ve geleneğinde en çok ilgilendiğimiz kısım Kuva-yı Milliye süreci ve o dönemki Efelik Ruhudur.Dolayısı ile,Zeybeklerin,Efelerin,Kızanların yurt sevgisidir. Bu haliyeti ruhiyeyi yaşatma gailesindeyiz.Çünkü bu ruh hali,erdemli bir ruh halidir.Çünkü bu ruh hali kutsal bir ruh halidir.Allah için,Vatan için,yurttaşlarımızın canı,malı,ırzı,namusu ve güvenliği,özgürlüğü için bir diriliş ruhu halidir.Haksızlığa,yolsuzluğu,soysuzluğa,zulme baş kaldırı,zulmediciyi ürkütme,bertaraf etme ve sahip olduklarını savunma halidir.Zeybekler bu ruh hali ile hareket ederek Kuva-yı Milliyenin başarılı olmasını ve yurdun işgalden kurtulmasını sağlayan en önemli unsurlardandır. Böylesine şerefli bir mücadele vermiş Milli Zeybek Ordusu,Kuva-yı Milliye milis kuvvetleri olarak Mustafa Kemal Paşa’nın,silahlı gücü,halkın iş birlikçi çetelere karşı koruyucusu ve ayaklanmaların bastırılmasında millet meclisinin yardım istediği özel bir birim olmuşlardır.
Atalardan miras kalan Delilik ve Başı Bozukluk-Zeybeklik,işgal döneminde,Kuva-yı Milliye Zeybek Ordusu olarak yeniden alevlenmiş,asırlar önce kovuldukları ocağa yani eve geri dönüşleri gerçekleşmiş ve dağ yaşamına veda ederek asli görevlerinin başına geçiş süreci yaşanmıştır.Vatan aşkı ile,Efelik Ruhları şahlanmış ve neticesinde de Vatan savunması için Sarı Zeybek Mustafa Kemal Paşa eli ile tekrar eve kabul edilişleri sağlanmış,vazifeleri,yurdumuzun düşmandan temizlenmesi ile noktalanmıştır.
Kuva-yı Milliye Zeybek Ordusu’nun,bu çok özel birliklerinin karakteri ortaktır.Amacı bellidir.Bu karakter yapısının devamını sağlamakta bu çağdaki zeybeklerin vazifesidir.Hangi ülkede,hangi meslekte olurlarsa olsunlar,zeybeklik geleneğini benimsemiş insanların bulunduğu nokta,ülke için manevi bir kaledir.Güvenli bölgedir.Çünkü bu ruh hali ile yaşantısını idame eden insanlar,ülkelerine karşı sorumluluklarının bilincinde olan Vatansever insanlar olurlar.Vergi çalmazlar,yolsuzluk,yapmazlar ve yaptırmazlar.Onların bulundukları hizmet alanında hiç bir usulsüz durum olmaz,olamaz,zulme uğrayan,hakkı gasp edilen hiç kimse olmaz,olamaz.Bu sebeple tekrar tekrar söylüyoruz ki,bu çağda zeybeklik geleneğinin manevi sancağı taşınmalı ve efelik ruhu gençlerimize aşılanmalıdır.
Bizim 21.yüzyılda Zeybeklikten kastımız;
Milli Mücadele zamanındaki Kuva-yı Milliye Efelik Ruhudur..
Zeybeklik töresinin son şahlanışı olan bu dönemin ruhu,ruhumuzdur..
Bu sebeple,ben zeybeğim ve ben efeyim naraları çekenler,
her şeyden evvela,görev adamı olacaklar.
Bulundukları ülkede,İcra ettikleri meslekte,
oldukları alanı,son kale,son Sancakmış gibi koruyup,kollayacak,
zarar verilmesine engel olacak,diriliş haline geçmesine çalışacaklardır.
Ülkemizin ve milletimizin refahı,huzuru için,
İcap ettiğinde,gece uyumayacak,
gündüz yorulmayacak vazifelerini yapacaklardır..
Kişisel ihtiraslar ile ikbal,kariyer hesapları içerisinde olmayacaklar,zeybekliğin manevi sancağını layıki ile taşıyacaklar ve vakti geldiğinde gençlere teslim edeceklerdir.
Bizim bu çağda Zeybeklik ve Efelik Ruhu dediğimiz bu ruh halidir..
ŞAHİN EFE YILMAZ
|
|