|
| Zeybek Gençlere Efece Nasihatler... |
|
| Zeybek Gençlere Efece Nasihatler |
| Dürüstlük, temiz niyet, temiz ahlak, çalışkanlık, ahde vefa, büyüğünü sayma, küçüğünü sevme, imanlı bir insana yakışacak şekilde hareket etme, devletine ve milletine faydalı olacak işler ile meşgul olma, topluma faydalı bir birey olma, aile, akraba, komşulara ve hatta başka milletlerden ve dinlerden olanlara da, imkan dahilinde yardımcı olma... İşte, temiz bir insanın yaşam felsefesi bence budur... Zaten inandığımız din de bunu öğütlemektedir... Günlük yaşamda, çeşitli konularda rekabet ediyoruz, kavgalar ediyoruz, bir birimiz ile anlaşamıyor ve inançlı, imanlı, temiz insanlara yakışmayacak sözler söylüyoruz ve yanlış davranışlarda bulunuyoruz. Halbuki, iyi insanlık, bu hallerin tam tersidir. Ve iyi insanlık, istemeden yaptığımız bir hatayı kabul ederek, verdiğimiz zararı telafi etmeye çalışmak olmalıdır. Lakin insanda gurur, kibir ve ego üst seviyede ise ve hele işin içine siyaset girmiş ise, yandı gülüm keten helva... İstediğiniz kadar temiz, dürüst, namuslu, çalışkan, imanlı, devlete ve millete faydalı bir insan olun, mührü tutan el ile aynı cepheden değilseniz, size yaşam hakkı vermeyebilir. E hani inanç, iman, iyilik, güzellik, doğruluk, dürüstlük? Sanırım, gavur dediğimiz devletlerin ve milletlerin neden başarılı oldukları ve bizim neden bazı konularda çilelerde olduğumuz apaçık ortadadır. Peki ne yapmamız lazım, çözüm önerileri nedir? Kanaatimce her şeyden önce, dinç bir akıl ve ruh sağlığına sahip bireyler yetiştirilmesinin çarelerine bakmak gerekiyor. Ve sakat bir eğitim almış yetişkinler için de, sosyal devlet politikası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleyerek, filmler, diziler, kamu spotları, çizgi filmler, dergiler, televizyon programları eliyle, milli bir eğitim hamlesi başlatılmalıdır. Ancak o zaman toplumsal huzura biraz yaklaşabiliriz. |
| Hiç şüphe yoktur ki, ülkemiz kıyamete kadar sorunlar ile boğuşacaktır. Çünkü coğrafi konumu, tarihi, geçmişi, üstlendiği vazifeleri dolayısı ile, düşmanları hiç bir zaman bitmeyecektir. Hal böyle olunca da, dinç bir akıl ve ruh sağlığı ile yetiştirilmiş ve önemli noktalara getirilmiş evlatlara çok iş düşmektedir. Örneğin, gazetecilik mesleğinden örnek vereyim. Bir vatandaş, gazeteci olarak uzun yıllar çalışıyor. Emekli oluyor. Bir gün sohbet ediyoruz. Diyorum ki; bugüne kadar yazdıklarınızın hepsini okuma şansım yok. Fakat okuduklarımdan anladığım kadarı ile, yerel haberler yapmışsınız. Mensubu bulunduğunuz parti için çalışmışsınız. Ve dolayısı ile de, karşı partilerden olanlara, hatalı yada hatasız dememiş, sürekli çatmışsınız. Ve kendinize duayyen gazeteci dedirtmişsiniz. Ben bunu anlayamıyorum. Benim için gazetecilik şudur; öncelikle namus ve şerefle rızık gailesi için çalışılacak bir meslek, devlete ve millete haberci, yazar ve aydın olarak hizmet etmek, millete hakikatleri öğretebilmek, kirli siyasetçiler tarafından gizlenen gerçekleri halka sunabilmek ve mensubu bulunduğu milletin evlatlarını eğitecek yazılar yazmak... Siz kırk yıl boyunca, kendinizce duayyen bir gazeteci olarak, kendi yöntemleriniz ile çalışmışsınız ve bir saygınlığınız var. Ve benim tarif ettiğim gibi bir gazetecilik ömrü hayatınızda yapmamışsınız. Öyle ise, ya siz de, ya bende, yada bu toplumda bir problem var demektir! Tabi doğal olarak hoş olmayan sözler ile karşılık verdi... |
| Neyse, demem o ki, iyi bir insan, iyi bir yurttaş, temiz niyetli, imanlı, ahlaklı, aydın, vatansever ve milliyetçi bir evlat, hangi sektörde, hangi meslekte ve dünyanın her neresinde çalışırsa çalışsın, Allah’ın, devletin ve kendi vicdanının men ettiği her şeyden uzak duracak. Devletine ve milletine hizmet etmek için mesai yapacak. Namusu ve şerefi ile, görev adamı ahlakına sahip olarak çalışacak. Rızkını çıkarak, ailesine, akrabalarına evlatlık, arkadaşlarına, yardıma muhtaç insanlara ağabeylik yapacak. Hangi devletten, milletten ve dinden olur ise olsun, temiz ve yardıma muhtaç her insanı kardeş gibi sevecek ve ona yardım edecek. Bizim ahlakımız, imanımız, atalarımızdan kalan kutsal mirasımız bunu emreder... Bu ahlak ile yaşayan insanların başından ise, hiç bir zaman dert eksik olmaz. Çünkü onu sevenler kadar, sevmeyenler de olacaktır. Ve onu yolundan çevirmeye çalışacaklardır. İşte maharet, alplik alperenlik, yiğitlik, seymenlik, efelik odur ki; her şartta ve koşulda, kudretini koruyup, dinç ve diri bir ruh hali, sarsılmaz bir iman ve tertemiz bir terbiye ile, yolculuğuna devam edeceksin. Hiç bir zaman, hiç bir şartta ve koşulda, kimseye namussuzluk etmeyeceksin. Bu edep ve ahlak ile hareket eden bir insan, kaybetse de kazanır, buna inanıp, iman edeceksin. Zira Allah, daima iyilerle beraberdir... Şahin Efe Yılmaz |
|
|
