ahmet celıl capbar |
|
Ben gurbet de doğdum, gurbet de büyüdüm... Ama herzaman bir Ödemişli gibi yetiştirildim hep öyle yaşadım, senelik izinler de gidilirdi... gittik mi de Rahmetli dedem olsun, babaannem olsun tüm özlediğimiz tatları sererdi önümüze... kaynamış mısırcı beklerdim her gün dört gözle... bir de akşam gevreğini... köyüm köseler benim.. ne gariptir ki köye gittik mi köy ekmeği yemezdim ben... şimdilerde siparişle getirtiyoruz... katırcılar sokağının o mistik kokusu, telaşesi, kahve önünde sandalye ye yan oturan puşulu dayılar, emmiler... sabah kahvaltısında yenilen bol peynirli katmerler, töngüller ve vazgeçemediğim Ödemiş sandiviçi sakın hamburgerle ya da dürümle karıştırmayın abiler... onun tadı Halep parkının arkasında ki banklarda çıkar... Düğün köy düğünüyse keşkek bizi bekler...Börülcesi yoktu ki başka şehirler de, Turpotunu bağ bağ alırdık özlemimizden..bizi her seferin de kırkoluk karşılar ve yine o uğurlardı... babamdan her geçişimde nikah kayasının hikayesini anlattırır her defasında ilk defa dinliyormuşcasına heyecanlanırdım... iyi ki ödemişliyim... Elbet birgün döneceğim.... Döndüğümde ne bulurum bilemem ama birgün mutlaka döneceğim.....
|
|