AHMET HAMDİ BEY |
|
AHMET HAMDİ BEY (1882 ÖDEMİŞ – 1923 MUĞLA) Ruhi ÖNKAL Birgi’nin Kara oğulları (1) sülalesinden olan Ahmet Hamdi Bey, Firdevs Hanım ve Aziz’in Beyin oğludur. 1882 yılında Ödemiş’te doğdu. Dedesi Mustafa Beydir. Ahmet Hamdi Bey, ilköğrenimini, Tire’de İptidaiye Mektebinde, orta öğrenimini de, Tire Rüştiye Mektebinde tamamladı. Tire Telgrafhanesinde gayri resmi surette, telgrafçılık sanatını öğrendi. Daha sonra, İzmir İdadi Mektebinin üçüncü sınıfına kaydoldu. Bir buçuk sene kadar devam ettikten sonra, ekonomik nedenlerle eğitimini yarım bıraktı. Ödemiş tüccarlarının yanında bir müddet çalıştıktan sonra 1908 yılında Ödemiş ve çevresindeki eşkıyalık faaliyetlerini ortadan kaldırılmak için kurulan “Gönüllü Takip Müfrezelerine” katıldı. Bir sene kadar eşkıya takibinde bulunduktan sonra, polis mesleğine girmek üzere ayrıldı. 06 Aralık 1909 tarihinde Aydın vilayeti polis müdürlüğü emrine 4 lira maaşla polis memuru olarak atandı. Aydın vilayeti Polis Müdürlüğünün çeşitli karakollarında ve kazalarında çalıştı. Aydın vilayetinde polis memuru olarak görev yaparken, komiser muavinliği rütbesine terfi ettirilerek, aynı vilayette 5 lira maaşla komiser muavinliği görevine atandı. İzmir, Reşadiye Mevkii Karakolunda komiser muavini olarak görev yaparken, bir gece, silahlı olarak, karakolu terk etti ve kanunu süreç içinde görevine dönmediği için 24 Kasım 1912 tarihi itibariyle polis mesleğinden ilişiği kesildi. Affa uğradıktan sonra, 3 Ağustos 1914 tarihinde Aydın vilayeti Polis Müdürlüğü kadrosuna 8 lira maaşlı ikinci sınıf komiser olarak ataması yapıldı. Görevine devam ederken, istifa talebi üzerine, 09 Ağustos 1916 tarihinde polis mesleğinden ilişiği kesildi. Tekrar müracaatı üzerine, üçüncü defa 10 Eylül 1916 tarihli atama kararnamesiyle, İzmir sancağına 10 lira maaşlı ikinci sınıf komiserliğine atandı. Daha sonra, Denizli Livası ikinci sınıf polis komiserliği görevine atandı. Dayısının kızı olan eşi Fevziye hanımla bu tarihlerde evlenmiş olmalıdır. Dayısı “ Kenanlılar ” adıyla bilinen bir aile olup Denizli’de oturmakta idi. Denizli livası polis kadrosunda ikinci sınıf komiser olarak görev yapmakta iken, 25 Haziran 1919 tarihi itibariyle, polislik görevini terk ederek, Millî Harekete katıldı. Anadolu’nun işgaline yakın günlerde padişahın itidal tavsiyelerini Ege halkına iletmek üzere II. Abdülhamit’ in oğullarından Şehzade Abdürrahim Efendinin başkanlığına bir “Heyet-i Nasiha” kuruldu. 1919 yılının nisan ayında ikiye ayrılan heyetin bir bölümü Muğla, bir bölümü Denizli yönüne gitti. Denizli yönüne giden heyetin içinde Ödemişli Komiser Hamdi Bey de vardır. Hamdi Bey, Heyet-i Nasiha’ya İstanbul polis teşkilatının önde gelen komiserlerinden ve bölgenin insanı olduğu için seçilmiştir. Hamdi Bey, Denizli’de heyetten ayrılarak 1919 Mayıs ayı başlarında Denizli Kuvvacılarına katıldı. İzmir’in işgalinden yaklaşık dört saat sonra, Denizli livasında, protesto ve miting yoluyla, İzmir’in işgaline karşı ilk tepkiler verilmeye başlandı. Nihayet, 29 Mayıs 1919 tarihinde Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi başkanlığında “Denizli Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyeti” kuruldu. Bu cemiyetin kurulmasında, Denizli Komiseri olan Ödemişli Ahmet Hamdi Beyin, önemli hizmetleri olmuştur. Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi ve Denizli Komiseri Ödemişli Ahmet Hamdi Beyin öncülüğünde “Denizli Kuvayı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” kuruldu. Denizli Milli Hareketinin lideri olan Müftü Ahmet Hulusi Efendi, Hamdi Bey’i Denizli Milislerine reis olarak tayin etti. Tarihe Aydın Savaşları olarak geçen ve 1919 yılının haziran ayı boyunca süren savaşlarda Aydın Cephesi Milisleri Genel Komutanı Yörük Ali Efe’n inin solunda yer alan Denizli Milislerinin başında, Ödemişli Komiser Ahmet Hamdi Bey vardı. Komiser Ahmet Hamdi Bey, müfrezesiyle Sarayköy’e geldiğinde, halk tarafından büyük bir merasimle karşılandı Binbaşı İsmail Hakkı Bey, Komiser Ahmet Hamdi Bey Müfrezesinin Sarayköy’den Nazilli’ye yürüyüşe geçmesini emretti. Komiser Ahmet Hamdi Beyin Müfrezesi daha Nazilli’ye ulaşmadan, korkuya kapılan Yunan Komutanı 20 Haziran 1919 tarihinde şehri terk etti. Kuyucak İstasyonuna geldiklerinde Yörük Ali Efenin Müfrezesiyle birlikte Nazilli’ye girdiğini ve kaçmakta olan Yunan askerlerini takibe başladıklarını öğrendiler. Bunu üzerine, Yörük Ali Efe Müfrezesini takiben Komiser Ahmet Hamdi Bey Müfrezesi de Nazilli’ye girdi. Yunan askerleri Nazilli’yi terk ederken evleri, ekmek fırınlarını yaktıkları için Nazilli halkı aç ve perişandı. Nazilli’nin asayişini temin eden Komiser Ahmet Hamdi Bey, Milli Hareketin lideri olan Müftü Ahmet Hulusi Efendi’ye çektiği telgrafta; “ Nazilli Açtır. Ekmek ve un yetiştirin” feryadında bulundu. Kaçmakta olan düşman kuvvetlerinin takibi sürerken, 23 Haziran 1919 tarihinde, Müftü Ahmet Hulusi Efendinin başkanlığında, Denizli’den getirilen gönüllüler, Komiser Ahmet Hamdi Beyin Müfrezesine katıldılar. Komiser Ahmet Hamdi Bey, Müftünün hayır duasını aldıktan sonra, 24 Haziran 1919 tarihinde Nazilli’den ayrılarak, toplanma bölgesine hareket etti. Ahmet Hamdi Bey, gönüllü birliklerin, yerini düzenli birliklere bırakması üzerine milis görevinden ayrıldı. Menteşe(Muğla) Livası Mutasarrıflığı (kaymakamlık) görevine atanan Müştak Beyin isteği üzerine, onunla birlikte Menteşe livasına gitti. Müştak ve Hamdi Beyler, 14 Temmuz 1920 günü Muğla’ya geldiler. Hamdi Bey, Temmuz–1920 tarihinden itibaren, Menteşe Polis ve Jandarma Teşkilatının başına getirildi. Hamdi Bey 1921 yılında, Milli Ordunun Afyon’da bulunan karargâhı emrine girerek Batı Cephesinde savaşmaya başladı. Hamdi Bey’in takdir edilmesi gereken yönü şu ki kendisi Menteşe (Muğla) da görevli olduğu halde Kurtuluş Savaşına aktif olarak katılmak için Afyona gelmesidir. Bu tek kelimeyle açıklanabilir: KAHRAMANLIK. Ödemişlilerin böyle kahraman bir evladını tanımaması ise çok üzücüdür. Bu savaşlar sırasında ayağından yaralandı. Bir müddet Afyon Hastanesinde tedavi gördü. Ancak tedavisi iyi gitmediğinden, Muğla’ya geldi. Uzun Müddet tedavi gördüyse de tamamen iyileşmedi. Çok sevdiği polisliğe dönmek için, Ankara’ya gitti. Kendisine Bilecik vilayeti komiserliği görevi verildi. Muğla’daki ailesini almak ve Bilecik’teki görevine başlamak için geldiği Muğla’da, 1923 yılı yaz ayında yatırıldığı hastanede vefat etti. Cenazesi Muğla Mezarlığına defnedildi. Mezarı, 1937 yılındaki şehir düzenlemesi sırasında, ailesine haber verilmediği için, yeni mezarlığa defnedilmeden eski yerinde kaldı. Burasının da şehirleşme çalışmalarında yerleşime açılmasıyla, mezarı ne yazık ki kayboldu. http://www.yerellife.com/odemisli-sehit-komser-ahmet.../ 21 Aralık 2014, 15:27 · Beğen
|
|