ZEKİ MERT |
|
Zeki Mert ÖDEMİŞ ÖDEMİŞ'DE GURUR DUYULACAK BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ TAHİR MERT (MERT İPEK) okumamış üyelerimizin de okuyabilmesi için tekrar. Sevgili dostlarım, Bu gün sizlere Ödemiş Birgi kara yolu üzerinde üretim yapan Mert İpek'ten bahsetmek istiyorum. Yıl 1949 İkinci dünya savaşı biteli 4 yıl olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti tek parti rejimiyle idare edilmektedir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hükumeti kurma yetkisini 2. kez Hasan Saka'ya verilmiştir. Piyasada bir çok ürünün sıkıntısı çekilmektedir. Ödemiş bu yıllarda bir kasaba gibidir. Üretim geleneksel yöntemlerle ve çok zor şartlarda yapılabilmektedir. İşte bu ortamda girişimci bir ruha sahip çalışkan ve zeki bir Ödemişli olan Tahir Mert (Mert ipeğin kurucusu) Ödemiş'deki evinin alt katına yokluklarla bir dokuma tezgahı kurar. Mert İpeğin temelleri atılmıştır. Öyle ki dokuma tezgahının parçaları dahi piyasada yoktur. Bu zor şartlar bile engelli olarak hayatını sürdüren Tahir Mert'i yıldıramaz. O kendi icat ettiği parçalarla ipek dokumacılığını başlatmış ve ailesinin geçimini ipek dokumacılığından sağlamıştır. Ürettiği ürünler (ipek mendil, pembezar, idare çarşafı vs.) Ödemiş pazarında aranır olmuştur. Tahir Mert’in üç oğlundan en küçüğü, Zeki Mert baba mesleğini devralmış, eşi Gülten Mert ile birlikte Mert İpek’i bugünlere taşımıştır. Ödemiş' çok seven Mert ailesi üretimlerini hala Ödemiş'de sürdürmektedir. Zeki bey Mert İpeğin hikayesini öyle güzel anlatmış ki Bundan sonrasını sayın Zeki Mert'in kendi ağzından dinleyelim. "Tahir Mert (babam) 1918-1981 yıllarında yaşamıştır. Kamıştan dokuma tarağı, bisiklet jantından çıkrık, kargıdan gülcen, kemikten mekik, kargıdan masur, tahtadan makara, iplikten gücü, çivilerden çözgü yaparak el tezgahlarında ipek dokumaya başlamıştır. Dokuduğu kumaşları bakır kazanlarda pişirmiş, kömürlü ütülerle ütülemiş ve döneminde bir mendil ustası olmuştur. İpek mendilden sonra pembezar işine girmiştir. O dönemdeki sanat okulu hocalarıyla büküm makinası tasarlamışlar ve uygulamışlardır. Babam yaşadığı dönemde zanaatının en iyi ustalarındandır, aynı zamanda dürüst, akıllı, becerikli ve yardımsever bir insan olarak tanınmıştır. Bu mesleği hiç eksiksiz dönemin şartlarına göre gayet ustaca yerine getiren rahmetli babam aynı zamanda çocukluk döneminde geçirdiği bir rahatsızlık sebebiyle engelli olarak hayatını sürdürmüştür. 1950 yılında evlenmiş, 3 erkek çocuk sahibi olmuştur. 1951 yılında en büyük ağabeyim İsmail, 1954 yılında Mehmet doğmuşlar ve 1959 yılında ben doğdum. Ağabeylerim bu işi devam ettirmediler, ancak çocukluktan beri benim baba mesleğine yakın ilgim olduğu için ben devam ettim. İlk büküm makinamızı 1963 yılında Bursa’dan getirttik. İlk motorlu tezgahımız 1971 yılında Bursa’dan geldi ve otomatik masura makinası, sarma makinası, çile makinası da bu tarihten sonra geldi. Hala Birgi’de baba yadigarı olarak duran evimizde bu işlere başlandı. Babam el tezgahında ilk armürlü ipek kumaş dokuyan ve erkek takımlıklar yapıp Amerikalı müşterilere ürettiklerini satan adamdı. İpek mendilçilik dışında pembezar dokuyup satarak Ödemiş Kadınlar Pazarında en iyi pembezar ustası olarak isim yaptı ve rakibi de yoktu. 1981 yılında ölümünden sonra işleri ben devraldım ve 22 yaşımda babamın çırağıyken, kendi işimin ustası oldum. Ben de işe ipek mendil, pembezar, idare çarşafı dokuyarak başladım. 1985 yılına kadar bu şekilde devam ettim. Gülten hanımla evlendikten sonra yerel Pazar ideallerime küçük geldi ve hemen İzmir pazarına açıldım. O dönemde müşterilerimiz: Zuhal Yorgancıoğlu, Esin Yılmaz, Hanife Çetiner, İzmir Olgunlaşma Enstitüsü, Aysel Aytenler, İkbal Mağazaları, Hacılar Mağazaları ve en önemli müşterimiz olarak Nato Karargahıydı. 1986 yılında bu müşterilerden kazandıklarımızla şimdiki fabrika arsamızı ve inşaatını yaptık. Sonrasında o Pazar da küçük gelince İstanbul'a geldik, 1990 yılında İstanbul'a mal satmaya gelmeye başladık. Müşterilerimiz, Vepa Tina hanım, Derishow, Yargıcı, Park Bravo, Beymen Akademia, Osmanbey kumaşçıları ve daha birçok müşteriye mal sattık. Bu pazarın ardından 1995 yılında ihracat hedefi koyduk ve 2001 krizine kadar yoğun ve birçok zorlu dönemden geçtik. 2001 krizinde İstanbul'a geldik. Bir gecede alınan bu kararın ilginç bir hikayesi vardır: Almanya Merkez Bankası D&B EURO’ya geçecekti ve biz de bununla ilgili para kesesi teklifi sunulan bir ihaleye girdik. Olağanüstü değerlerde ve testlerde metal ve kağıt para kesesi yapmıştık, dikişsiz ve tamamen dokumadan elde edilen, keten kumaştan. Belçika'dan lif tedarik ediyorduk, Çekoslavakya’da ipliği çektirip biz de dokumasını yapıyorduk. Ege Üniversitesi de testlerimizi yapıyordu. 5 milyon marklık bir işti, çok iyi hazırlanmıştık ama bu işi Hintli bir firmaya kaptırdık. O gece de kriz ortamında ayakta kalabilmek için başka bir yol arayışına girdiğimizden ben sırtımda kartela çantası ile İstanbul'a geldim. Bir firmaya girip, bir firmadan çıkıyordum ve akşamları da üretim planlaması yapıyordum. İstanbul’da tek başıma işlere yetişemeyince 500 m2’lik bir ofis kiraladık ve işlere oradan devam etmeye başladık. Üretim yine İzmir/Ödemişteki fabrikamızda devam etti. Şuanda üretimimizin %90’ı ihracaat. Müşterilerimizden bazıları: Ermenigildo Zegna, Hugo Boss, Tommy Hilfiger, Gucci, Armani, Marks&Spencer, Massimo Dutti, H&M, Zara, Mango ve daha birçok dünya markasına hizmet veriyoruz. Almanya ve Fransa’daki uluslararası kumaş fuarlarına katılıyoruz. Dünyanın her yerine servisimiz ve kumaşlarımız ulaşıyor. Holywood film yapımcılarına bile kumaş veriyoruz. Sadece organik ve doğal tasarım ürünlerde biz varız ve ben de bu işin artık delisi olarak anılıyorum. İpek kalitelerde 600 tip, Ketenlerde yaklaşık 80 tip ve Yün kumaşlarımız da yaklaşık 70 timimizle toplamda 750’ye yakın çeşidimiz var ve her yeni sezon yeni tasarımlar/kumaşlar ekliyoruz. 26 ayrı finishimizle müşterilerimize çok geniş bir koleksiyon sunuyoruz. Hikayemizin başından beri de anlattığım gibi biz hep aile şirketi olarak kaldık. Karım Gülten hanım boyahanede üretimden sorumludur ve bu alanda yaklaşık 30 yıllık deneyimi vardır. Oğlum Tahir Mert şuan ithalat ve ihracat işleriyle ilgileniyor. Gelinim Sevinç Mert ihracat, konfeksiyon departmanı ve fuar organizasyonlarıyla ilgileniyor. Kızım Tuğba Mert ihracat ve İstanbul ofisinde Satış&Pazarlama ile ilgileniyor. Ben de kumaş tasarımı ve Ar&Ge, yatırım, kapasite artırma işleriyle ilgileniyorum. Bizler memleketimiz Ödemiş olduğu için bir vefa borcu olarak hala Ödemiş'te işlerimize devam etmekteyiz. Ancak işimizin boyutları yerel pazarı çoktan geçmiş, global bir boyut kazanmıştır." — Zeki Mert ile Ödemiş Merkez'de.
|
|